Pirinç arsenik ile kirletilmiş.
- This rice is contaminated by arsenic.
Mutasyonların kökeni kirletilmiş su tüketiminde gibi görünüyor.
- It seems that the origin of the mutations is in the consumption of contaminated water.
Kızgınlıkla Hey, suyumu kirlettiniz! diye bağırdı.
- He shouted angrily, Hey! You contaminated my water!
Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.
- The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.
Et kirlenmiş olabilir.
- The meat might be contaminated.
Kirlenmiş gıda yediğine dair bir ihtimal var mı?
- Is there any chance that you have eaten any of the contaminated food?
Tom biraz bozulmuş sığır eti yediği için öldü.
- Tom died because he had eaten some contaminated beef.