O sık sık ahmakça sorular sorar.
- She often asks silly questions.
O her zaman aptal sorular soruyor.
- He's always asking silly questions.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
- Are you a movie star now? No, silly.
Saçmalama, onu yapamam.
- Don't be silly. I can't do it.
Sana saçma bir soru sormalıyım.
- I need to ask you a silly question.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Böyle bir hata yapman aptalcaydı.
- It was silly of you to make such a mistake.
John was prosperous and his helpless, silly father could be of no use to him.