She used a damp rag to wipe off the dust.
- Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
Sami wanted to erase Layla's identity.
- Sami, Leyla'nın kimliğini silmek istedi.
He wishes to erase bad memories.
- O kötü anıları silmek istiyor.
I have to delete many files from my computer.
- Bilgisayarımdan birçok dosyayı silmek zorundayım.
Writing is easy. All you have to do is cross out the wrong words.
- Yazmak kolaydır. Yapmak zorunda olduğun tek şey yanlış kelimeleri silmektir.
We had to write off the debt.
- Borcu silmek zorunda kaldık.
I'm having a problem deleting one of my files.
- Dosyalarımdan birini silmekte sorun yaşıyorum.
Instead of deleting your sentences, how about making them better?
- Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
Could I get one of those small damp towels for wiping my hands?
- Ellerimi silmek için o küçük nemli havlulardan birini alabilir miyim?
She used a damp rag to wipe off the dust.
- Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
Layla wanted to obliterate the memory of Fadil's first wife.
- Leyla, Fadıl'ın ilk karısının anısını silmek istedi.
She used a damp rag to wipe off the dust.
- Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
Tom held Mary's hand and gave her tissues to wipe her tears.
- Tom, Mary'nin elini tuttu ve gözyaşlarını silmesi için mendilini ona verdi.
Your name was deleted from the list.
- Adınız listeden silindi.
I deleted my Facebook account.
- Facebook hesabımı sildim.
Instead of deleting your sentences, how about making them better?
- Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
Are you deleting the comments?
- Yorumları siliyor musunuz?
Tom removed his pistol from his shoulder holster and laid it on the table.
- Tom silahını kılıfından çıkardı ve onu masaya bıraktı.
She removed her makeup and washed her face.
- O, makyajını sildi ve yüzünü yıkadı.
Now Tatoeba users have the opportunity to delete their own sentences, provided they are not linked to any translations.
- Artık Tatoeba kullanıcılarının, herhangi bir çeviriye bağlı olmamaları şartıyla kendi cümlelerini silme olanağı var.
I have to delete many files from my computer.
- Bilgisayarımdan birçok dosyayı silmek zorundayım.
Nobody has deleted this sentence.
- Kimse bu cümleyi silmedi.
I haven't yet deleted all the duplicate photos.
- Yinelenen fotoğrafların tümünü henüz silmedim.
Layla wanted to obliterate the memory of Fadil's first wife.
- Leyla, Fadıl'ın ilk karısının anısını silmek istedi.
I'm not wiping your tables.
- Ben senin masalarını silmiyorum.
I saw Tom wiping his fingerprints off the doorknob.
- Tom'un kapı tokmağından parmak izlerini sildiğini gördüm.
Your name was deleted from the list.
- Adınız listeden silindi.
Tom decided to delete his email address from every page on his website.
- Tom web sitesindeki her sayfadan e-posta adresini silmeye karar verdi.
She used a damp rag to wipe off the dust.
- Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
Could you please wipe off the table?
- Lütfen tabloyu siler misin?
Can I borrow your eraser?
- Silgini ödünç alabilir miyim?
Rub out these words with your eraser.
- Bu kelimeleri silginle sil.
Rub out these words with your eraser.
- Bu kelimeleri silginle sil.
Mayuko wiped a table with a cloth.
- Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
Israel should be wiped off the map.
- İsrail haritadan silinmelidir.
I'm having a problem deleting one of my files.
- Dosyalarımdan birini silmekte sorun yaşıyorum.
Instead of deleting your sentences, how about making them better?
- Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
Tom decided to delete his email address from every page on his website.
- Tom web sitesindeki her sayfadan e-posta adresini silmeye karar verdi.
Your name was deleted from the list.
- Adınız listeden silindi.
I wiped the window sill with a paper towel.
- Bir kağıt havluyla pencere pervazını sildim.
Could I get one of those small damp towels for wiping my hands?
- Ellerimi silmek için o küçük nemli havlulardan birini alabilir miyim?
He wishes to erase bad memories.
- O kötü anıları silmek istiyor.
Sami was trying to erase his tracks.
- Sami izlerini silmeye çalışıyordu.