Önemli bir karar aldı.
- He has made a significant decision.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
- As everyone knows, today is a very significant day for us.
Üniversitedeki hayat anlamlıdır.
- The life in the university is significant.