Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Japonya'da istihdam imkanları kadınlar için erkekler için olduğundan önemli ölçüde düşüktür.
- In Japan, employment opportunities are significantly lower for women than they are for men.
Bu önemli derecede farklı.
- This is significantly different.
Tom önemli derecede daha iyi yapıyor.
- Tom is doing significantly better.
Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti?
- Which countries have developed significantly during the past ten years?
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Önemli bir karar aldı.
- He has made a significant decision.
Anlamlı farklılıklar bulundu.
- Significant differences were found.
Üniversitedeki hayat anlamlıdır.
- The life in the university is significant.
... Will they be significantly different than the first 100 ...
... significantly increased under my presidency. That's going to help to create jobs here. ...