Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
Hastalık okula gitmemi engelledi.
- Illness prevented me from going to school.
O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.
- He resigned on the grounds of ill health.
Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü.
- He's still in poor health after his illness.
Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.
- I think you'd better take a rest; you look ill.
Hastalığından dolayı yatağına hapsedildi.
- He has been confined to his bed with illness.