Servetine rağmen, memnun değil.
- Despite his riches, he's not contented.
O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
- Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
Tom mutlu görünüyordu.
- Tom seemed contented.
Tom mutlu görünüyordu.
- Tom seemed to be contented.
Tom asla halinden memnun değildi.
- Tom never was contented.
I shall now die contented, breathed, since I have lived to see the present day..