She has two cats. One is white and one is black.
- Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.
They fed a black and a white dog.
- Onlar bir siyah ve bir beyaz köpeği beslediler.
He has a habit of looking down on coloured people.
- Onun siyahi insanlara tepeden bakma alışkanlığı vardı.
Black eyeglasses cover the eyes of my blind colleague.
- Siyah gözlükler kör meslektaşımın gözlerini örter.
I'm the one who gave Tom that black eye.
- Tom'a o siyah gözü veren kişi benim.