O, bir tavşan kadar ürkek.
- He's as timid as a rabbit.
Onun böyle ürkek olduğunu düşünmemiştim.
- I did not think he was so timid.
Bob çok çekingendir ve kızlarla sohbet ederken kızarır.
- Bob is very timid and blushes when chatting with girls.
Bir fare çekingen bir yaratıktır.
- A mouse is a timid creature.
Tom oldukça korkak, değil mi?
- Tom is quite timid, isn't he?