show; ostentation; glory

listen to the pronunciation of show; ostentation; glory
Englisch - Türkisch

Definition von show; ostentation; glory im Englisch Türkisch wörterbuch

pride
gurur

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı. - When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.

O, sınıfının gururudur. - She is the pride of her class.

pride
{i} kibir

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik. - The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.

O gururlu ve kibirli. - He's prideful and arrogant.

pride
tüylerini kabartmak (kuş)
pride
övünmek
pride
onur
pride
(on ile) övünmek
pride
özsaygı
pride
iftihar
pride
övünme
pride
{f} gurur duy

Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar. - She prides herself on her skill in cooking.

O, lisesi ile gurur duyuyor. - She takes pride in her high school.

pride
övünç
pride
{i} kıvanç
pride
saltanat
pride
pride of place en yüksek mevki
pride
{i} tafra
pride
{i} gösteriş
pride
{i} haysiyet
pride
{i} kibirlilik
pride
{i} övünç kaynağı
Englisch - Englisch
pride
show; ostentation; glory
Favoriten