Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?
- Will you show me the way to the bank?
Bana resmi gösterir misin?
- Will you show me the picture?
Tom'un Mary'ye göstermek istediği bir şey vardı.
- Tom had something he wanted to show Mary.
Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.
- This serves to show how honest she is.
Ona kendi odamı gösterdim.
- I showed her my room.
Bana resmi gösterir misin?
- Will you show me the picture?
Sergi salonumuz genç bayanlarca çok sevildi.
- Our showroom made a hit with young ladies.
Çiçek sergisinde güllerini sergileyeceğim.
- I'm going to exhibit my roses at the flower show.
Bana bir sihir numarası daha gösterebilir misin?
- Can you show me another magic trick?
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
Sen biraz baş belasısın, değil mi?
- You're something of a troublemaker, aren't you?
O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
- He is something of an expert on oriental art.
Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör iyi huyludur.
- The results of Tom's biopsy show that the tumor is benign.
Tom'un güç antrenmanı sonuçları göstermeye başladı.
- Tom's strength training began to show results.
O, tarafsız ve ön yargısız olmanın şovunu yapar fakat sanırım o sadece kendi fikri olmayan bir adam.
- He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.
İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.
- This is a big opportunity for you to show what you can do.
Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
Tom gösteriş budalasının tekidir.
- Tom is such a show off.
Kate her zaman elmas yüzüğü ile gösteriş yapar.
- Kate always shows off her diamond ring.
Bana işin inceliklerini gösterdi.
- He showed me the ropes.
O, işi için hiç gayret göstermedi.
- She shows no zeal for her work.
Hangi TV programı en çok seversiniz?
- Which TV show do you like the most?
Sami bu çocuk TV programını sever.
- Sami loves this children's TV show.
Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.
- Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion.
Size bir şey söylemek istiyorum.
- I want to show you something.
O, teşhir vitrinine göz attı.
- She looked in at the show window.
Teşhir vitrine bakmaktan vazgeçti.
- She stopped looking at the show window.
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
- He showed me the manuscript of his new play.
Comédie Française, Molière'in oyunlarını gösteren tiyatrodur.
- The Comédie Française is the theater that shows Molière's plays.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Şimdi, bu yardımcı önermenin nasıl ana önermemizi kanıtlamak için kullanılabileceğini gösteriyoruz.
- Now, we show how this lemma can be used to prove our main theorem.
Tom dün pratik yapmak için geç geldi.
- Tom showed up late to practice yesterday.
Mary tam yatmadan önce banyo yapmayı tercih ederken Tom sabahleyin duş almayı tercih eder.
- Tom prefers to take a shower in the morning while Mary prefers to take a bath just before going to bed.
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
- You must show your passport.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.
- She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
Gösteri bir başarıydı.
- The show was a success.
It was Apple's usual dog and pony show.
Let's catch a show.
television show.
dog show.
show of force.
The dog sounds ferocious but it's all show.
He played AA ball for years, but never made it to the show.
Your bald patch is starting to show.