Paylaşımın için teşekkürler.
- Thank you for sharing.
Nakido bir dosya paylaşım platformudur.
- Nakido is a file sharing platform.
Ben benim masamı paylaşmayı kafama takmam.
- I don't mind sharing my table.
Masanı paylaşmamın sakıncası var mı?
- Would you mind sharing your table?
Yatak odanı paylaştığın kıza ne oldu?
- What happened to the girl you were sharing the bedroom with?
Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
- Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
- You have to share the cake equally.
Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
- Germany shares a border with France.
NTT Menkul kıymetlerin 1,000 hissesine sahibim.
- I own 1,000 shares of NTT stock.
Bu şirketlerin hisseleri halka satıldı.
- Shares of these companies were sold to the public.
Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.
- Personal life of Larry Ewing was shared in a website.
Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
- The children shared a pizza after school.
Bu şehrin kamusal bisiklet paylaşım programı vardır.
- This city has a public bike share program.
Hisse senedi fiyatları bu son ay dengesizdi.
- Share prices have been erratic this last month.
Tom ve Mary Boston'daki hayatları hakkındaki hikayeleri paylaştı.
- Tom and Mary shared stories about their life in Boston.
O, payını hak ediyor.
- He deserves his share.
Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır.
- Our problems must be dealt with through partnership; progress must be shared.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
- Germany shares a border with France.
Kar payını talep etti.
- He claimed his share of the profits.
Tom'un kar payı vardı.
- Tom had a share in the profits.
Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
- The children shared a pizza after school.
Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.
- I share the room with my sister.
In particular the power sharing and consensus mechanisms enshrined in the process have been designed to ensure that the politicians engage in a continuous balancing process . . .
They share a language.
Upload media from the browser or directly to the file share.
... all all social classes sharing ...
... sharing what they know, talking about their hobbies. ...