Meditasyom bana iç huzuru verir.
- Meditation gives me peace of mind.
Ölüler gitti, onlar kendilerini savunamazlar. Yapılacak en iyi şey onları rahat bırakmaktır!
- The dead are gone and they cannot defend themselves. The best thing to do is to leave them in peace!
Bütün dünyada barış vardı.
- There was peace all over the world.
Güvercin barış anlamına gelir.
- The dove stands for peace.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır.
- Marriage, in peace, is this world's paradise; in strife, this life's purgatory.
Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi.
- Tom just wanted some peace and quiet.
Sadece biraz barış ve sessizlik istiyorum.
- I just want some peace and quiet.