seyirciler

listen to the pronunciation of seyirciler
Türkisch - Englisch
{i} audience

A cheer went up from the audience. - Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.

A cheer went up from the audience. - Seyirciler arasından bir tezahürat yükseldi.

audiences

The following program is intended only for mature audiences. - Az sonraki program sadece olgun seyirciler içindir.

lookers-on
onlookers

Tom and Mary were among the onlookers. - Tom ve Mary seyirciler arasındaydılar.

public
seyirci
audience

In Soviet Russia, television watches the audience! - Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!

We had a large audience. - Bizim büyük bir seyircimiz vardı.

seyirci
viewer
seyirciler resmi görüşme
audience
seyirci
spectator

How many spectators were there at the stadium? - Stadyumda kaç tane seyirci vardı?

About eighty thousand spectators packed into the stadium last night. - Dün gece stadyuma yaklaşık seksen bin seyirci doldu.

seyirci
looker-on
seyirci
onlooker

Tom and Mary were among the onlookers. - Tom ve Mary seyirciler arasındaydılar.

seyirci
bystander

I'm just an innocent bystander. - Ben sadece masum bir seyirciyim.

seyirci
beholder
seyirci
looker on
seyirci
public
seyirci
televisor
seyirci
televiewer
seyirci
spectator, viewer, member of the audience; onlooker, bystander
seyirci
lookeron
Türkisch - Türkisch

Definition von seyirciler im Türkisch Türkisch wörterbuch

Seyirci
(Osmanlı Dönemi) ZAİR
seyirci
Bir olayı gören, izleyen kimse, izleyici
seyirci
İzlemek, eğlenmek için bakan kimse, izleyici
seyirci
Bir olayı gören, izleyen kimse, izleyici. İzlemek, eğlenmek için bakan kimse, izleyici: "Seyircilerin şakalarına tahammül edemedim, tiyatrodan çıktım."- H. Taner
seyirciler
Favoriten