From Sendai I extended my journey to Aomori.
- Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.
Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
- Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
She is saving her money with a view to taking a trip around the world.
- Dünya seyahatine çıkmak amacıyla parasını biriktiriyor.
Tom is leaving on a trip on Friday.
- Tom cuma günü bir seyahata çıkıyor.
He went on a voyage to America.
- O, Amerika'ya seyahate gitti.
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
He likes travelling abroad by air.
- O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.
Traveling abroad is now more popular.
- Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.
Poor health prohibited him from traveling.
- Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.