It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
Would you like to travel abroad?
- Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
She likes traveling best of all.
- O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
I hate travelling by subway.
- Ben metro ile seyahat etmekten nefret ederim.
It seems you enjoy travelling the world.
- Dünyayı seyahat etmekten hoşlanıyor gibi görünüyorsun.
She likes traveling best of all.
- O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
He's accustomed to traveling.
- O, seyahat etmeye alışkındır.
I traveled by myself.
- Tek başıma seyahat ettim.
My father traveled all over the world by air.
- Babam hava yoluyla dünyanın her yerine seyahat etti.
Have you ever travelled alone?
- Hiç yalnız seyahat ettin mi?
We travelled all over the country.
- Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.
My father is used to travelling.
- Babam seyahat etmeye alışkın.
She went travelling with her friend.
- O, arkadaşıyla seyahat etmeye gitti.
I have to commute all the way from a distant suburb.
- Ben uzak bir banliyöden bütün yolu seyahat etmek zorundayım.
I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
Do you like to travel?
- Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.