Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
That cute baby is the fruit of their love.
- O sevimli bebek onların aşkının meyvesidir.
Tom is really awfully nice.
- Tom gerçekten son derece sevimli.
Noriko really is a nice person, isn't she?
- Noriko gerçekten sevimli bir kişi, değil mi?
Most girls think that they are pretty.
- Birçok kızlar sevimli olduklarını düşünürler.
He has a daughter who is pretty.
- Sevimli olan bir kızı var.
The reason for my return is that the people of Chile are extraordinarily amiable.
- Dönüşüm nedeni, Şili halkının aşırı derecede sevimli olması.
What a lovely garden!
- Ne sevimli bir bahçe!
The stupider the child, the more lovely.
- Bir çocuk ne kadar aptalsa o kadar sevimlidir.
Your eccentricities can make you either charming or tedious.
- Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir.
My brother gave me a charming baby doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
You guys are really sweet.
- Siz gerçekten sevimlisiniz.
In order to be loved, be lovable!
- Sevilmek için sevimli olun!
I was not a lovable child.
- Sevimli bir çocuk değildim.
Your kids are adorable.
- Senin çocukların sevimli.
I've always found her unbelievably adorable.
- Ben onu her zaman inanılmaz sevimli buldum.
I think Tom is likable.
- Tom'un sevimli olduğunu düşünüyorum.
I think Tom is a likable guy.
- Tom'un sevimli bir adam olduğunu düşünüyorum.
Philip is prettier than you.
- Philip senden daha sevimli.