It is a popular tourist destination.
- Orası sevilen bir turistik yerdir.
Tom is quite popular, isn't he?
- Tom oldukça sevilen, değil mi?
He's a singer that's loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilen bir şarkıcıdır.
I can't imagine losing a loved one on Christmas Day.
- Noel gününde sevilen birini kaybetmeyi düşünemiyorum.
I was not a lovable child.
- Sevilen bir çocuk değildim.
Life without beloved person has no sense.
- Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.
Nothing is as beloved as what one does in vain.
- Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.
I'm sorry, I love you.
- Üzgünüm, seni seviyorum.
I don't love you anymore.
- Artık seni sevmiyorum.
Ken's father loved Ken all the more because he was his only son.
- Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.
All our teachers were young and loved teaching.
- Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
There is more pleasure in loving than in being loved.
- Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.
It is pleasant to watch a loving old couple.
- Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.