sevilen

listen to the pronunciation of sevilen
Türkisch - Englisch
loveable
habib
embraceable
adored
popular

It is a popular tourist destination. - Orası sevilen bir turistik yerdir.

Tom is quite popular, isn't he? - Tom oldukça sevilen, değil mi?

loved

He's a singer that's loved by everyone. - O herkes tarafından sevilen bir şarkıcıdır.

I can't imagine losing a loved one on Christmas Day. - Noel gününde sevilen birini kaybetmeyi düşünemiyorum.

lovable

I was not a lovable child. - Sevilen bir çocuk değildim.

liked
beloved

Life without beloved person has no sense. - Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.

Nothing is as beloved as what one does in vain. - Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.

darling
sevilen kadın
ladylove
sevilen kimse
dear
sevilen kimseye takılan ad
pet name
sevilen yerlere ekle
(Bilgisayar) add to favorite places
sevilen şey
dear
sev
{f} love

I'm sorry, I love you. - Üzgünüm, seni seviyorum.

I don't love you anymore. - Artık seni sevmiyorum.

sev
{f} loved

Ken's father loved Ken all the more because he was his only son. - Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

sev
{f} loving

There is more pleasure in loving than in being loved. - Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.

It is pleasant to watch a loving old couple. - Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

sevilenler
Popular Games
daha çok sevilen
better loved
en sevilen
deary
en sevilen
dearie
sev
relish
sizin en çok sevilen film yıldızlarınız kimler
Who are your favorite movie stars
çok sevilen çocuk
white haired boy
Türkisch - Türkisch

Definition von sevilen im Türkisch Türkisch wörterbuch

sevilenler
(Osmanlı Dönemi) mahbûbât
sevilen
Favoriten