There's nothing more expensive than love.
- Sevgiden daha pahalı bir şey yoktur.
When poverty comes in at the door, love flies out the window.
- Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
Tom didn't know how to accept Mary's love and affection.
- Tom Mary'nin aşkını ve sevgisini nasıl kabul edeceğini bilmiyordu.
She has a great affection for her parents.
- Onun anne ve babasına büyük sevgisi var.
I feel a strong attachment to this house.
- Bu eve güçlü bir sevgi bağı hissediyorum.
You often find that sympathy turns into love.
- Sempatinin sevgiye dönüştüğüne sık sık rastlarsınız.
In Russian, the words for caress, endearment and least weasel are homonymous and possibly related etymologically.
- Rusçada okşamak, sevgi ile bayağı gelincik sözcükleri eşsesli ve muhtemelen etimolojik olarak ilişkilidirler.
Kisses, hugs, affections... it was all fake.
- Öpücükler, sarılmalar, sevgiler ... hepsi sahteydi.
The world needs more affections.
- Dünyanın daha fazla sevgiye ihtiyacı var.