I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
My sweet darling, I miss you so much.
- Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Happy birthday, my beloved friend.
- Doğum günün kutlu olsun, sevgili arkadaşım.
She ran for dear life.
- O sevgili hayatı için koştu.
I was aided by a dear friend.
- Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
Her lover is a spy working for the British government.
- Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
Mary didn't have the money to buy Tom anything for Valentine's Day, so she just told him I love you!
- Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece seni seviyorum! dedi.
I married my high school sweetheart.
- Lise sevgilimle evlendim.
We were high school sweethearts.
- Biz lise sevgilileriydik.
I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover.
- Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.
The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
- Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend.
- Mary Tom'un sevgilisi olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.
Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
- Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
Wish all my friends and loved one Happy New Year.
- Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.
You're the teacher's pet.
- Sen öğretmenin sevgilisisin.
And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
- Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
She's got a Turkish boyfriend.
- Onun Türk bir sevgilisi var.
Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
- Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
My significant other works at a language school and loves it very much.
- Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.
We were high school sweethearts.
- Biz lise sevgilileriydik.
I married my high school sweetheart.
- Lise sevgilimle evlendim.
I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective.
- Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
- Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
His girlfriend was there, too.
- Sevgilisi de oradaydı.
Tom asked Mary if she was free on Valentine's Day.
- Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.
Tom and Mary are talking about what they'll do on Valentine's Day.
- Tom ve Mary Sevgililer Günü'nde ne yapacakları hakkında konuşuyor.
Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful.
- Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.
They are our dearest friends.
- Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.