sevdiren

listen to the pronunciation of sevdiren
Türkisch - Englisch
endearing
ingratiating
sev
{f} love

I no longer love you. - Artık seni sevmiyorum.

I have a friend who loves me. - Beni seven bir arkadaşım var.

kendini sevdiren
disarming
sev
{f} loved

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

If you want to be loved, love! - Eğer sevilmek istiyorsan, sev!

sev
{f} loving

There is more pleasure in loving than in being loved. - Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.

One of the greatest secrets of happiness is moderating your wishes and loving what you already have. - Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.

sev
relish
Kurdisch - Türkisch

Definition von sevdiren im Kurdisch Türkisch wörterbuch

sêv
elma
sevdiren
Favoriten