Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Tom bundan haberdar edildi mi?
- Has Tom been informed of this?
Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
- This programme allows you to stay informed.
Biz seni bilgili tutacağız.
- We'll keep you informed.
Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.
- I read the newspaper to keep myself informed.
Mektup onun ölümüyle ilgili onu bilgilendirdi.
- The letter informed her of his death.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.