Yerli nüfus göçmenlere karşı silaha sarıldı.
- The indigenous population took up arms against the settlers.
Göçmenler vadideki toprağın verimli olduğunu öğrendiler.
- The settlers learned that the land in the valley was fertile.
Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
- The settlers embraced the Christian religion.
Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
- Settlers were forced off their land.
Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
- The Indians gave the settlers food.
Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
- Settlers were forced off their land.