The ear canal sends sound waves to the eardrum.
- Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
I like the sound of harpsichord very much.
- Klavsenin sesini çok severim.
She began to cry in a loud voice.
- O, gür bir sesle ağlamaya başladı.
Betty has a sweet voice.
- Betty'nin tatlı bir sesi var.
Don't make noises when you eat soup.
- Çorbanızı içerken ses çıkartmayınız.
I heard a strange noise coming from Tom's room last night.
- Dün gece, Tom'un odasından gelen garip bir ses duydum.
A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
- Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
Tom and Mary sang background vocals.
- Tom ve Mary arka vokalleri seslendirdi.
How many audiobooks do you have on your iPod?
- Senin iPodunda kaç tane seslikitabın var?
It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.
- Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
He made a speech using his unique tone of voice.
- O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
At the tone, please record your message.
- Sinyal sesinde, lütfen mesajınızı kaydedin.
The musician beat his drums loudly.
- Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.
John was beating the drums loudly.
- John yüksek sesle davulları çalıyordu.
She shouted at the top of her voice.
- Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
She shouted that she was safe.
- O yüksek sesle güvende olduğunu söyledi.
Someone was calling my name.
- Biri benim adımı sesleniyordu.
I heard someone call my name.
- Birinin adımı seslendiğini duydum.
He began to cry loudly.
- O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
She began to cry in a loud voice.
- O, gür bir sesle ağlamaya başladı.
How do I fix the volume?
- Ben sesi nasıl düzeltebilirim?
The radio is too loud. Please turn the volume down.
- Radyonun sesi çok yüksek. Lütfen sesi kısın.
An electric guitar doesn't sound the same as an acoustic one.
- Elektro bir gitar akustik bir gitar gibi ses vermez.
Music is the silence between the notes.
- Müzik notalar arasındaki sessizliktir.
There was a scornful note in his voice.
- Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.