The ear canal sends sound waves to the eardrum.
- Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
I like the sound of harpsichord very much.
- Klavsenin sesini çok severim.
She began to cry in a loud voice.
- O, gür bir sesle ağlamaya başladı.
She spoke with a soft voice.
- O, yumuşak bir sesle konuştu.
They heard a noise behind them.
- Onlar arkalarında bir ses duydular.
Who can translate the difference between noise and sound?
- Gürültü ve ses arasındaki farkı kim çevirebilir?
A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
- Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
Do fish have vocal chords?
- Balıkların ses telleri var mıdır?
It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.
- Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
Audio in Tatoeba sentences are provided by Shtooka.
- Tatoeba cümlelerindeki ses Shtooka tarafından sağlanmıştır.
He made a speech using his unique tone of voice.
- O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
I knew from his tone how much he hated me.
- Ses tonundan, benden ne kadar nefret ettiğini hissettim.
John was beating the drums loudly.
- John yüksek sesle davulları çalıyordu.
The musician beat his drums loudly.
- Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.
She shouted that she was safe.
- O yüksek sesle güvende olduğunu söyledi.
They were all hoarse from shouting.
- Bağırmaktan sesleri kısıldı.
I heard someone call my name from behind.
- Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
I heard someone call my name.
- Birinin adımı seslendiğini duydum.
When he entered the building, he was frightened by a sudden cry.
- O, binaya girdiğinde, ani bir çığlık sesiyle korkutuldu.
He began to cry loudly.
- O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
Could you tell me how to adjust the volume?
- Sesi nasıl ayarlayacağımı bana söyleyebilir misiniz?
Turn down the volume, please.
- Ses seviyesini azaltın, lütfen.
An electric guitar doesn't sound the same as an acoustic one.
- Elektro bir gitar akustik bir gitar gibi ses vermez.
There was a scornful note in his voice.
- Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
Music is the silence between the notes.
- Müzik notalar arasındaki sessizliktir.