Definition von service im Englisch Türkisch wörterbuch
- hizmet
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
- In Japan it is not customary to tip for good service.
- servis
Ben restoranın servisinden memnun değilim.
- I'm not satisfied with the restaurant's service.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
- (Askeri) Kuvvet Komutanlığı
- {i} ayin
- set
- (Otomotiv) yıkama ve yağlama
- yardım hattı hizmeti
- (Biyoloji) v.hizmet ver: n.hizmet
- tapınma
- (Gıda) sofra takımı
- işgörü
- merasim
- işletme
- bakım yapmak
- (Ticaret) dokunulamayan
- vazife
- bakmak
- yardım
Servis temsilcisi problemi çözmeme yardım etti.
- The service agent helped me solve my problem.
Size nasıl yardımcı olabilirim?
- In what way may I be of service to you?
- görev
Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
- Sami finished his two years of military service.
Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.
- I had my military service in Ankara.
- {f} servis ver
- bakımını yapmak
- huk.tebliğ
- tören
- yarar
- onarmak
- (konakçı/vb.'de) servis
- bakımını sağlamak
- hizmetçilik
- fayda
- iş
Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
- The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir.
- In the United States, 20 million new jobs have been created during the past two decades, most of them in the service sector.
- uşaklık
- ibadet
- memuriyet
- askerlik
Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.
- I had my military service in Ankara.
Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
- Sami finished his two years of military service.
- hizmet ver(mek)
- hizmetçili
- {f} çiftleştirmek (kısrak)
- (Askeri) HİZMET: Başlıca görevi muharebeye katılmaktan ziyade diğer teşkillere muharebe dışı destek sağlamak olan bir Kara Ordusu sınıfına veya teşkiline ait veya bununla ilgili
- {i} bildiri
Nasıl hizmet edebileceğimizi bize bildirin.
- Let us know how we can be of service.
Geri bildiriminiz önemli ve mümkün olan en iyi hizmeti nasıl sağlayabileceğimizi bilmemize yardım edecek.
- Your feedback is important and it will help us to know how we can provide the best service possible.
- {i} üvez
- {i} destek birliği
- {f} yardım etmek
- {f} tamir etmek
- {i} işleme
- {i} dinsel tören
- servis/hizmet
- {i} faaliyet
- {f} hizmet vermek
- {f} (erkek hayvan) -e aşmak, (dişisiyle) çiftleşmek
- (sıfat) hizmet
- {i} servis atışı
- {i} spor servis
- {i} dini tören
- {i} tebliğ
- {i} kayaarmudu
- {i} servis takımı
- {f} müşteriye bakmak
- teçhizatını tamamlamak
- {i} üvez ağacı
- {i} tamirhane
- {f} hizmet et
Biz birine hizmet etmeyi reddetme hakkını saklı tutuyoruz.
- We reserve the right to refuse service to anyone.
- {i} kulluk
- çiftleşmek
- hizmet etmek
- kullanma süresi
- bildirme
- bakim yapmak
- hizmet ver
- hava
Havalimanına otobüs servisi var mı?
- Is there bus service to the airport?
Hava hizmeti şiddetli hava uyarısı yayınladı.
- The weather service has issued a severe weather warning.
- idare
- service marketing
- Hizmet Pazarlaması
- service pack
- (Antika) Hizmet paketi
- service industry
- hizmet sektörü
- service station
- benzin istasyonu
- service bus
- (Bilgisayar) hizmet sürücüsü
- service bus
- otobüs (avustralya)
- service cap
- (Askeri) günlük şapka
- service club
- (Askeri) erat gazinosu
- service coat
- (Askeri) günlük ceket
- service cost
- (Ticaret) hizmet maliyeti
- service instructions
- servis talimatları
- service man
- bakımcı
- service pack
- (Bilgisayar) iyileştirme
- service time
- hizmet süresi
- service unit
- (Askeri) hizmet birliği
- service user
- hizmet kullanıcı
- service agency
- hizmet acentesi
- service agreement
- hizmet sözleşmesi
- service area
- hizmet alanı
- service area
- yayın alanı
- service band
- yayın bandı
- service book
- dua kitabı
- service bureau
- hizmet bürosu
- service bureau
- servis bürosu
- service call
- hizmet çağrısı
- service cap
- subay kasketi
- service charge
- servis vergini
- service department
- servis departmanı
- service firm
- servis şirketi
- service industry
- servis endüstrisi
- service life
- kullanım süresi
- service line
- başlama çizgisi
- service manual
- bakım el kitabı
- service mode
- Bakım Kipi
- service program
- hizmet bağdarlaması
- service program
- servis programı
- service road
- servis yolu
- service stairs
- servis merdiveni
- service station
- servis istasyonu
- service tree
- üvez
- Service Compliance Certificate
- Hizmet Yeterlilik Belgesi
- service bits
- hizmet bitleri
- service brake
- servis freni
- service broker
- hizmet komisyoncusu
- service bus
- servis otobüsü
- service card
- hizmet kartı
- service condition
- hizmet durumu
- service connected
- servis bağlı
- service delivery area
- hizmet sunumu alanında
- service desk
- Yardım masası, danışma
- service due from a bordar; bordage
- hizmet bordar alacaklar; bordage
- service information octet (ss7)
- servis bilgileri octet (SS7)
- service level agreement
- servis seviyesi anlaşması
- service level agreement (see sla)
- servis seviyesi anlaşması (SLA bakınız)
- service manager
- Servis yöneticisi
- service mix
- hizmete göre yaklaşım
- service of a writ
- Bir ferman hizmet
- service organizations
- hizmet örgütleri
- service pipe
- servis borusu
- service policy
- hizmet politikası
- service provision
- hizmet sunumunda
- service quality
- hizmet kalitesi
- service routine
- hizmet yordamı, servis yordamı
- service seeking
- hizmet arayan
- service support role
- servis desteği rolü
- service tree
- üvez ağacı
- service unavailable
- servis dışı
- service-driven
- Hizmet odaklı
- service life
- (Askeri,Ticaret) hizmet ömrü
- service life
- (Ticaret) kullanma süresi
- service provider
- (Askeri,Telekom) servis sağlayıcı
- service provider
- hizmet sunucu
- serviced
- bakımı yapılmış
- serviced
- sunulmuş
- services
- servis takımı
- services
- (Ticaret) hizmet
Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
- Postal services are a government monopoly.
Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
- The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- servicing
- doldurma
- servicing
- hizmet
- servicing
- (Askeri) genel bakım
- servicing
- (Askeri) hizmete hazırlama
- servicing
- bakım
- services
- hizmetler
Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
- Postal services are a government monopoly.
Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
- The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- services
- hizmeti
- National Park Service; nonprior service; Nuclear Planning System
- (Askeri) Milli Parklar Teşkilatı; daha önceden hizmeti yok; Nükleer Planlama Sistemi
- air traffic service; assign terminal service
- (Askeri) hava trafik hizmeti; terminal hizmeti tahsisi
- central security service; combat service support; communications subsystem; coor
- (Askeri) merkezi güvenlik servisi; muharebe hizmet desteği; muhabere alt sistemi; satıh araması koordinatörü
- command communications service designator; control communications service design
- (Askeri) komuta muhabere servis göstergesi; kontrol muhabere servis göstergesi
- flight information service; foreign intelligence service
- (Askeri) uçuş malumat hizmeti; yabancı istihbarat servisi
- service life
- (Askeri) HİZMET SÜRESİ: Bir cihazın çürüğe ayrıldığı andaki hizmet süresi. Bak. "supply replacement factors and consumption rates
- service life
- deşarj süresi
- service life
- ömür
- service life
- dayanma süresi
- service provider
- hizmet sa¤layici, hizmet sunucu
- services
- çay takımı
- services
- aletler
- services
- araç gereçler
- servicing
- (Askeri) HİZMETE HAZIRLAMA, GENEL BAKIM: Motorlu araçların gerekli şekilde çalışmalarını temin için yapılan temizleme, yağlama, akaryakıt, yağ, soğutucu maddelerin ikmali ve lastiklere hava verilmesinden ibaret işler. Bak. "common servicing", "cross servicing", "interservice support" ve "joint servicing"