serseriler

listen to the pronunciation of serseriler
Türkisch - Englisch
vagabondage
vagrancy
flotsam
serseri
vagrant
serseri
tramp

I saw a tramp at the station. - İstasyonda bir serseri gördüm.

serseri
vagabond
serseri
outcast

Tom felt like an outcast. - Tom bir serseri gibi hissetti.

Tom became an outcast. - Tom bir serseri oldu.

serseri
good for nothing
serseri
hoodlum

The young man saved the girl from a bunch of hoodlums. - Genç adam kızı bir grup serseriden kurtardı.

This vending machine was destroyed by hoodlums last night. - Bu satış makinesi dün gece serseriler tarafından tahrip edildi.

serseri
errant
serseri
no good
serseri
adrift
serseri
larrikin
serseri
wandering
serseri
castaway
serseri
no-good
serseri
drifting
serseri
roving
serseri
(Argo) swagman
serseri
wild
serseri
rambler
serseri
reprobate
serseri
ne'er-do-weel
serseri
runagate
serseri
never-do-well
serseri
sundowner
serseri
rounder
serseri
ne'er-do-well
serseri
rover
serseri
roamer
serseri
wastrel
serseri
fugitive
serseri
swag man
serseri
fiddler
serseri
(Konuşma Dili) a bad lot
serseri
gadabout
serseri
stray

Stray bullets flew everywhere during the war. - Serseri mermiler savaş sırasında her yere uçtular.

I hope you get shot by a stray bullet. - Umarım serseri bir kurşunla vurulursun.

serseri
ne'er do-well
serseri
slob
serseri
bum

Get back to work, you lazy bum! - İşe geri dön, seni tembel serseri!

Don't come dressed like bums. - Serseri gibi giyinip gelme.

serseri
ne'er do well
serseri
Flotsam and Jetsam
serseri
layabout
serseri
(a) ne'er-do-well, (a) good-for-nothing; layabout, bum, loafer
serseri
ne'er-do-well, good-for-nothing; pertaining to a bum or loafer
serseri
hooligan
serseri
down and out
serseri
ne'er do weel
serseri
hobo
serseri
lowlife
serseri
bummer
serseri
flotsam
serseri
strayed
serseri
dosser
serseri
vagrant, vagabond; pertaining to a bum or loafer
serseri
rascal
serseri
roguish
serseri
vagrant, tramp, hobo
serseri
dawdler
serseri
beat
serseri
vagrant, vagabond; pertaining to a tramp. S
serseri
landloper
serseri
vagabond, tramp, vagrant, hooligan, drifter, bum; hobo; drifting, wandering, footloose; (kurşun) stray, wild
serseri
never do well
serseri
drifter
serseri
{i} yob
serseri
tearaway
serseri
yobbo
serseri
{i} rogue

A rogue asteroid from the Kuiper Belt is on a collision course with the Earth. - Kuiper Kuşağı'na ait serseri bir göktaşı Dünya'yla çarpışma rotasında.

serseri
rapscallion
serseri
rotter
serseri
{i} punk

But that is why punks still exist! - Fakat serserilerin hâlâ var olma nedeni budur!

I'll teach these punks a good lesson. - Bu serserilere iyi bir ders vereceğim.

serseri
{i} varmint
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) SAALİK
serseri
Belli bir hedefi olmayan, belli bir hedefe atılmamış olan, rastlantıyla gelen: "Köpüklü denizin üstünde serseri martılar uçuşuyor, yanımızdan yelkenli bir mavna geçiyordu."- Ö. Seyfettin
serseri
Tutarsız, beğenilmeyen davranışları olan kimse
serseri
(Osmanlı Dönemi) başıboş
serseri
Belli bir işi ve yeri olmayan başıboş kimse, kabadayı, hayta, holigan: "Hayran Baba'yı bir serseri ile birlikte temizlemişlerdi."- F. R. Atay
SERSERİ
(Osmanlı Dönemi) f. Ötede beride gezen, başı boş. İşi gücü olmayıp boşta dolaşan, haylaz, derbeder, avare
SERSERİ
(Osmanlı Dönemi) Boş söz
Serseri
(Osmanlı Dönemi) SU'LUK
Serseri
(Osmanlı Dönemi) AŞUG
serseri
Başıboş bırakılmış hayvan
serseri
Belli bir işi ve yeri olmayan başıboş (kimse), kabadayı, hayta, holigan
serseri
Tutarsız, beğenilmeyen davranışları olan (kimse)
serseri
Belli bir hedefi olmayan, belli bir hedefe atılmamış olan, rastlantıyla gelen
serseriler
Favoriten