I saw a tramp at the station.
- İstasyonda bir serseri gördüm.
Tom felt like an outcast.
- Tom bir serseri gibi hissetti.
I don't want to be an outcast.
- Bir serseri olmak istemiyorum.
The young man saved the girl from a bunch of hoodlums.
- Genç adam kızı bir grup serseriden kurtardı.
I didn't want to add this hoodlum as a friend on Twitter.
- Bu serseriyi Twitter'a bir arkadaş olarak eklemek istemedim.
I'm a good-for-nothing bum.
- Ben beş para etmez bir serseriyim.
I saw a bum at the train station.
- Tren istasyonunda bir serseri gördüm.
Stay down or you might get hit by a stray bullet.
- Yerde kalın yoksa bir serseri kurşunla vurulabilirsiniz.
Tom came close to being killed by a stray arrow.
- Tom neredeyse serseri bir okla öldürülmenin eşiğine geldi.