Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- He criticized his rival severely.
Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
- He severely criticized the mayor.
Bu sabahtan beri şiddetle yağmur yağıyor, bu yüzden bir yere gitmek istemiyorum.
- It has been raining severely since this morning. That's why I don't want to go anywhere.
İnsanlar, inşaatı sırasında Eyfel Kulesi'ni şiddetle eleştirdiler.
- People severely criticized the Eiffel Tower during its construction.
Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.
- The teacher scolded his students severely.
Tom ciddi olarak dövüldü.
- Tom was severely beaten.
Tom bana ağır biçimde hakaret etti ama ben ona aynen karşılık verdim.
- Tom insulted me severely, but I gave him tit for tat.
Tom, polis tarafından ağır biçimde dövüldü.
- Tom was severely beaten by the police.
Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.
- The food on this cruise made me severely constipated.
Dan cezaevi gardiyanları tarafından ciddi bir şekilde dövüldü.
- Dan was severely beaten by prison guards.