serious; important

listen to the pronunciation of serious; important
Englisch - Türkisch

Definition von serious; important im Englisch Türkisch wörterbuch

earnest
{s} ağırbaşlı
earnest
{s} ciddi

Japonya'da yedi yılı boyunca, ciddi olarak Japonca çalıştı. - During his seven years in Japan, he studied Japanese in earnest.

Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı. - He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.

earnest
{s} samimi

En samimi talebime rağmen, benimle konuşmayı reddettiler. - They refused to talk to me in spite of my earnest request.

O çok samimi bir kişi. - He is a very earnest person.

earnest
kaparo
earnest
pey akçesi
earnest
samimiyetle
earnest
azimli
earnest
kararlı
earnest
ciddiyet

Ciddiyetle yüzüğünü aradı. - She looked for her ring earnestly.

earnest
{s} gerçek
earnest
{s} hevesli
earnest
{s} çalışkan

O çalışkan bir öğrenci. - She is an earnest student.

earnest
{s} içten
earnest
işaret/avans/ciddiyet
Englisch - Englisch
earnest
serious; important
Favoriten