We felt the coolness when we arrived at the river.
- Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
We felt the coolness when we arrived at the river.
- Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
We felt the coolness when we arrived at the river.
- Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
My room is really good, though a little bit chilly.
- Odam biraz serin olmasına rağmen, odam gerçekten iyidir.
In spite of the sunny weather, the air was rather chilly.
- Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi.
I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
- Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
There is usually a cool breeze here in the evening.
- Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.
The climate of England isn't as mild as Japan, but in the summer, it's much cooler.
- İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar hafif değil, ancak yaz aylarında çok daha serindir.
After this storm it will be cooler.
- Bu fırtınadan sonra hava daha serin olacak.
Drink some cool freshwater.
- Biraz serin tatlı su iç.