serbest bıraktırmak

listen to the pronunciation of serbest bıraktırmak
Türkisch - Englisch
unfetter
To release from fetters; to unchain; to let loose; to free
{v} to free from shackles, to unchain
To loose from fetters or from restraint; to unchain; to unshackle; to liberate; as, to unfetter the mind
serbest bırak
{f} free

Lincoln set the slaves free. - Lincoln köleleri serbest bıraktı.

Lincoln agreed that all slaves should be freed. - Lincoln bütün kölelerin serbest bırakılmasını kabul etti.

serbest bırak
liberate
serbest bırak
emancipate
serbest bırak
{f} released

The terrorists released the hostages. - Teröristler rehineleri serbest bıraktı.

They released the prisoner. - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

serbest bırak
set free

The prisoner was set free yesterday. - Tutuklu dün serbest bırakıldı.

I hear he was set free after doing five years in prison. - Onun hapiste beş yıl yattıktan sonra serbest bırakıldığını duyuyorum.

serbest bırak
deallocate
serbest bırak
{f} release

The terrorists released the hostages. - Teröristler rehineleri serbest bıraktı.

They released the prisoner. - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

serbest bırak
let go

Tom refused to let go. - Tom serbest bırakmayı reddetti.

serbest bırak
{f} liberated
serbest bırak
{f} emancipated
serbest bırak
make free
kefaletle serbest bıraktırmak
to bail out
serbest bırak
setfree
serbest bıraktırmak
Favoriten