The hostages will be released tomorrow.
- Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
The prisoners were set free.
- Mahkumlar serbest bırakıldı.
The prisoner was given his freedom.
- Tutuklu serbest bırakıldı.
They released the prisoner.
- Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
Tom was released from prison last month.
- Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
The prisoner was set free yesterday.
- Tutuklu dün serbest bırakıldı.
I hear he was set free after doing five years in prison.
- Onun hapiste beş yıl yattıktan sonra serbest bırakıldığını duyuyorum.
Don't release that dog.
- O köpeği serbest bırakmayın.
Iran balks at release of American woman.
- İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.
Tom refused to let go.
- Tom serbest bırakmayı reddetti.