serbest bırak

listen to the pronunciation of serbest bırak
Türkisch - Englisch
{f} free

Lincoln set the slaves free. - Lincoln köleleri serbest bıraktı.

The prisoners were set free. - Mahkumlar serbest bırakıldı.

liberate
emancipate
{f} released

The terrorists released the hostages. - Teröristler rehineleri serbest bıraktı.

Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released. - Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.

set free

I hear he was set free after doing five years in prison. - Onun hapiste beş yıl yattıktan sonra serbest bırakıldığını duyuyorum.

Sooner or later, the hostages will be set free. - Er ya da geç, rehineler serbest bırakılacak.

deallocate
{f} release

They released the prisoner. - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

Don't release that dog. - O köpeği serbest bırakmayın.

let go

Tom refused to let go. - Tom serbest bırakmayı reddetti.

{f} liberated
{f} emancipated
make free
setfree
serbest bırak
Favoriten