My basket is full of books.
- Benim sepet kitaplarla dolu.
Put everything in my basket.
- Her şeyi sepetime koy.
He harvested a basketful of mushrooms.
- Bir sepet dolusu mantar hasat etti.
Tom tossed his dirty clothes in the hamper.
- Tom kirli elbiselerini sepete attı.
He harvested a basketful of mushrooms.
- Bir sepet dolusu mantar hasat etti.
He harvested a basketful of mushrooms.
- Bir sepet dolusu mantar hasat etti.
Tom brought home a basket full of plums that he had picked himself.
- Tom eve kendi topladığı bir sepet dolusu erik getirdi.