separated; having an intervening space; at a distance; away

listen to the pronunciation of separated; having an intervening space; at a distance; away
Englisch - Türkisch

Definition von separated; having an intervening space; at a distance; away im Englisch Türkisch wörterbuch

distant
uzak

Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz. - We can see distant objects with a telescope.

O, ona uzaktan akrabadır. - He is distantly related to her.

distant
uzakta

O, ona uzaktan akrabadır. - She is distantly related to him.

Bulutlu günlerde, uzaktaki sesleri açık havadakilerden daha iyi duyarsın. - On cloudy days, you can hear distant sounds better than in clear weather.

distant
{s} soğuk, mesafeli (kimse)
distant
{s} uzak, ırak (yer/zaman)
distant
mesafeli belirsiz
distant
{s} mesafeli

Bu, Mary'yi tatmin etmedi, onlar arasındaki ilişki daha mesafeli oldu. - This did not satisfy Mary, and the relationship between them became more distant.

Tom soğukkanlı, mesafeli ve kibirli. - Tom is cold, distant and arrogant.

distant
{s} ırak
distant
distant relative uzak akraba
distant
{s} hafif
distant
uzaktan

Tom Mary ile uzaktan ilgilidir. - Tom is distantly related to Mary.

O, ona uzaktan akrabadır. - He is distantly related to her.

distant
ayırılmış
distant
ilgisiz
distant
alıs
distant
belirsiz
distant
soğuk

Mary soğuk bir şekilde pencereden dışarıya baktı. - Mary stared distantly out the window.

Tom soğukkanlı, mesafeli ve kibirli. - Tom is cold, distant and arrogant.

distant
ırak soğuk
distant
ağır
distant
soğuk bir tavırla
Englisch - Englisch
distant
separated; having an intervening space; at a distance; away
Favoriten