Yahudiler toplama kamplarına ilk ne zaman gönderilmişlerdi?
- When were Jews first sent to the concentration camps?
Tabaklar yanlış masaya gönderilmiş.
- The dishes got sent to the wrong table.
Uzaya ilk gönderilen kişinin Neil Armstrong değil de, Yuri Gagarin olduğu bilinmektedir.
- The first person to have been sent to space is known to be Yuri Gagarin, not Neil Armstrong.
Snapchat'te gönderilen resimler birkaç saniye sonra imha edilir.
- Pictures sent on snapchat are destroyed after a few seconds.
Birçok Amerikan savaş gemisi Panama'ya gönderildi.
- Several American warships were sent to Panama.
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- He was sent to jail for murder.
Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
- The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
- Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.
- You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product.
Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
- It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
Patron Tom'u iş için Boston'a gönderdi.
- The boss sent Tom to Boston on business.
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- He was sent to jail for murder.
Onlar onları tutuklamak için gönderilen askerlere saldırdılar.
- They attacked soldiers who were sent to arrest them.
Size gönderilen şeylerin hepsinden emin olacağım.
- I'll make sure all of your things get sent to you.
Ben doktoru çağırttım.
- I've sent for the doctor.
Babam aile doktorunu çağırttı.
- My father sent for the family doctor.
Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
- I sent out the payment a couple of days ago.
O, koliyi evvelsi gün gönderdi.
- He sent out the parcel the day before yesterday.
Mektuba derhal bir cevap göndermelisin.
- You must send the answer to the letter right away.
O mektubu göndermeyi unutma.
- Don't forget to send that letter.
Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.
- I'd like to send these to Japan.
Eğer sana marshmallow gönderebilseydim, Trang, yapabilecektim.
- If I could send you a marshmallow, Trang, I would.
Diğer koloniler yardım etmek için asker göndermeye başladı.
- The other colonies began sending troops to help.
I've sent Tom and Mary presents.
- I've sent presents to Tom and Mary.
I wonder whether I can add a sentence simply by pressing the Enter key.
- I wonder if I can add a sentence simply by pressing the 'enter' key.
He was sent off for striking the other player.
Julie, the staff, carrying on like that. … Not speaking to you. They've sent you to Coventry.
It will cost you 45 cents.
- Sana 45 sente mal olur.
Mary always has to put her two cents worth in.
- Mary her zaman iki sentini ayırmak zorundadır.
In American money, a quarter is 25 cents; 4 quarters make a dollar.
- Amerikan parasında, bir çeyrek 25 sent; 4 çeyrek bir dolar yapar.
The mechanic fixed my car without charging me a dime.
- Tamirci bana on sent ödetmeden arabamı tamir etti.
His ideas never earned him a dime.
- Onun fikirleri asla ona on sent kazandırmadı.
... not to bring up a sour story, but I sent all of the ...
... And they sent this screen shot. ...