Kim ondan iki yıl kıdemliydi.
- Kim was two years senior to him.
O bana göre iki yıl kıdemli.
- She is senior to me by two years.
Tom üst düzey bir yöneticidir.
- Tom is a senior executive.
Bu seminer Japon firmalarından üst düzey pazarlama liderlerini hedef alacaktır.
- This seminar will target senior marketing leaders from Japanese firms.
Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur.
- Of course, many senior citizens are happy with retirement.
Biz onu iyi bir kıdemli olarak görünüyoruz.
- We look up to him as a good senior.
Kim ondan iki yıl kıdemliydi.
- Kim was two years senior to him.
İşler için onunla röportaj yapıldı.
- She was interviewed for jobs.
Askerler eve gelmeye barış zamanı işlerini bulmaya başladılar.
- Soldiers began to come home and find peacetime jobs.
Yaşlı birine yerini verdi.
- She gave her seat to a senior citizen.
Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.
- The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.
Hyogo Üniversitesinde son sınıf öğrencisiyim.
- I am a senior at Hyogo University.
O, Harvard'da son sınıf öğrencisi.
- He is now a senior at Harvard.
İngilizce ve matematik üst düzey liselerde çok yapılır.
- English and mathematics are made much of in senior high schools.
O hükümette üst düzey bir konuma sahiptir.
- She holds a senior position in the government.
four years her senior.
John is two years older than I am.
- John is senior to me by two years.
... why seniors are generally pretty happy with it. And private insurers have to make a profit. ...
... have lifted entire generations of seniors out of poverty. ...