sendikalı

listen to the pronunciation of sendikalı
Türkisch - Englisch
member of a labor union
(someone) who belongs to a labor union
belonging to a (trade) union; union member
union member
sendika
{i} union

The union was modest in its wage demands. - Sendika ücret taleplerinde mütevazı idi.

The union has a dominant influence on the conservative party. - Sendikanın muhafazakâr bir parti üzerinde baskın bir etkisi var.

sendikalı işyeri
union shop
sendika
syndicate

This sweet little old lady turned out to be the head of a crime syndicate. - Bu tatlı küçük yaşlı kadının bir sendikanın başı olduğu ortaya çıktı.

The prize was divided equally among the ten syndicate members. - Ödül on tane sendika üyesi arasında eşit olarak bölündü.

sendika
trade union

Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests. - Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

sendika
(Ticaret) guild
sendika
industrial union
sendika
labor unions
sendika
the union
sendika
labour unions
sendika
trade-union
sendika
(işçi) trade union, union; (işveren) union, syndicate
sendika
laborunion, union, Brit. trade union
Türkisch - Türkisch
Sendikası olan veya sendika üyesi olan (işçi, iş yeri)
sendika
İşçilerin veya iş verenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birlik