sempatik

listen to the pronunciation of sempatik
Türkisch - Englisch
sympathetic

Tom smiled sympathetically. - Tom sempatik olarak gülümsedi.

The girl and her parents were very sympathetic. - Kız ve ailesi çok sempatik.

outgoing

Tom has an outgoing personality. - Tom'un sempatik bir kişiliği var.

Tom is quite outgoing. - Tom oldukça sempatik.

appealing
sociable
congenial
caring

My husband is loving and caring. - Kocam sevecen ve sempatik.

likable

Tom isn't very likable, is he? - Tom çok sempatik değil, değil mi?

I know I'm not a likable guy. - Ben sempatik bir adam olmadığımı biliyorum.

engaging
lovable
(Anatomi) , path. sympathetic
likeable

Do you think you're likeable? - Sempatik olduğunu mu düşünüyorsun?

I think I'm a likeable guy. - Sempatik bir adam olduğumu düşünüyorum.

likable, attractive, simpatico
likable, attractive, congenial
genic
warmhearted
{s} simpatico
sempatik oftalmi
(Tıp) sympathetic ophthalmia
sempatik sinir sistemi
(Tıp) sympathetic nervous system
sempatik sinir sistemi
(Anatomi) autonomic nervous system
sempatik bir şekilde
caringly
sempatik bir şekilde
congenially
sempatik bir şekilde
loveably
sempatik bir şekilde
lovably
sempatik kordon
(Anatomi) sympathetic cord
sempatik nöron
(Tıp) sympathic neuron
sempatik olarak
genically
sempatik reaksiyonlar
(Tıp) sympathetic reactions
sempatik sinir
accelerator
sempatik sinir
sympathetic nerve
sempatik sinir
sympathetic
sempatik sinir sistemi
anat . sympathetic nervous system
sempatik sistem
sympathetic
refleks sempatik distrofi
(Tıp) reflex sympathetic dystrophy
Türkisch - Türkisch
Cana yakın, sıcakkanlı, sevimli
Çok hoş, hoşa giden
Cana yakın, sıcakkanlı, sevimli. Çok hoş, hoşa giden: "Geçende girdiğim dükkân da böyle sempatik bir yerdi."- B. Felek
sempatik sinir sistemi
Yaşatkan sinir sistemini oluşturan iki sinir sisteminden biri
sempatik
Favoriten