Türkisch - Englisch
Definition von sembol im Türkisch Englisch wörterbuch
- symbol
The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics.
-X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
The chemical symbol H expresses hydrogen.
-H kimyasal sembolü hidrojeni ifade eder.
- brand
- exponent
- representment
- token
- (Askeri) insignia
- symbol simge
- emblem
- standard
- attribute
- type
- representation
- banner
- exemplar
- sign
Tom pointed to a sign on the wall.
-Tom duvardaki bir sembolü gösterdi.
- byword
- exemplification
- sembol bandı
- symbol tape
- sembol camı
- symbol lens
- sembol ile belirtme
- embleming
- sembol ile belirtmek
- symbolize
- sembol işareti
- (Otomotiv) graphic symbol
- sembol olarak bayrak
- (Politika, Siyaset) flag as a symbol
- sembol paneli
- symbol panel
- sembol plakası
- symbol plate
- sembol plakası tutucusu
- symbol plate retainer
- sembol rondelası
- symbol washer
- sembol setleri
- (Pisikoloji, Ruhbilim) symbols sets
- sembol tablosu
- (Bilgisayar) symbol table
- sembol teypi
- symbol tape
- sembol tuşu
- symbol key
- sembol şeridi
- symbol strip
- semboller
- tokens
- semboller
- legend
- askeri sembol
- (Askeri) military symbol
- bireysel sembol
- (Pisikoloji, Ruhbilim) individual symbol
- cebirsel sembol
- (Matematik) algebraic symbol
- evrensel sembol
- (Pisikoloji, Ruhbilim) universal symbol
- grafik sembol
- graphic symbol
- kimyasal sembol
- chemical symbol
- meteorolojik sembol
- (Meteoroloji) meteorological symbol
- semboller
- symbolism
- ulusal sembol
- national emblem
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von sembol im Türkisch Türkisch wörterbuch
- (Osmanlı Dönemi) Fr. Kararlaştırılmış bir mânası olan işaret. Bir mânanın şekil veya madde halinde gösterilmiş sureti
- Duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret, remiz, rumuz, timsal, simge: "Baykuş ve karga uğursuzluğun, merkep bönlüğün, domuz pisliğin, kaz alıklığın, aslan cesaretin, at zekâ ve adaletin, köpek sadakatin, bülbül aşkın, kelebek gençliğin işaret ve sembolü olmuştur."- A. Haşim
- Duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret, remiz, rumuz, timsal, simge
- simge
sembol
Silbentrennung
sem·bolAussprache
Resimler
Historie
Favoriten