Tüm özgüvenimi kaybettim.
- I lost all my self-confidence.
Tom'un öz güveni, patronu iş arkadaşlarının yanında kendisini haşlayınca kırıldı.
- Tom's self-confidence was shattered after his boss dressed him down in front of his workmates.
Tom kendine güveni var gibi görünmüyor.
- Tom doesn't seem to have any self-confidence.
Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?
- Is it possible to pass the tax accountant exam by self study?
Tom'un benlik saygısı ciddi bir darbe aldı.
- Tom's self-esteem suffered a severe blow.
O güvensiz ve düşük benlik saygısı var.
- She's insecure and has low self esteem.
Tom çok bencil bir kişi.
- Tom is a very selfish person.
O bencil bir kişidir.
- She is a selfish person.
Kişisel yayıncılık şimdi web çağında çok daha kolaydır.
- Self-publishing is much easier now in the age of the Web.
Kişisel yayıncılık, halkla konuşmanın bir yoludur.
- Self-publishing is a way to talk to the public.
İnsan ilişkilerinde en büyük tehlikelerden biri bencillik.
- One of the greatest dangers in your human relations is self-centeredness.
Tom'un öz güveni, patronu iş arkadaşlarının yanında kendisini haşlayınca kırıldı.
- Tom's self-confidence was shattered after his boss dressed him down in front of his workmates.
Kendisini düşünmemesine saygı duyuyorum.
- I respect her selflessness.
Cömertlik bugünün bencil toplumunda önemli bir özelliktir.
- Generosity is an important trait in today's selfish society.
Nike az önce kendi kendine yapışan ayakkabıları çıkardı.
- Nike has just released a pair of self-lacing shoes.
Sadece kendi çıkarlarınız için çaba gösterin ve başka hiçbir şey yapmayın.
- Strive only for self-interest and nothing else.
Kafeterya kendi kendine servis.
- The cafeteria was self-service.
Kendine güven başarının anahtarıdır.
- Self confidence is the key to success.
O bencil ve hırslıdır.
- He is selfish and greedy.
O bencil bir kadındır.
- She is a selfish woman.
This argument was put forward by the defendant self.
The self, the I, is recognized in every act of intelligence as the subject to which that act belongs. It is I that perceive, I that imagine, I that remember, I that attend, I that compare, I that feel, I that will, I that am conscious.
I made out a cheque, payable to self, which cheered me up somewhat.
... the library of selves is a prestigious example of imperial power in asia ...