Hatırı sayılır bir tartışmadan sonra, alıcı ve satıcı anlaşmaya vardı.
- After considerable argument, the buyer and the seller finally came to terms.
Satıcı bakır ölçeklerde peynir tartıyor.
- The seller weighs the cheese on the copper scales.
Satıcılar ve alıcılar anonimdir ve tanımak çok zordur.
- Sellers and buyers are anonymous and very hard to recognize.
Onun yeni romanı çoksatar oldu.
- Her new novel has become a best seller.
Two of the books Alisha authored had become banner sellers.
Alisha was a seller of fine books.
Pay any price you have to. We're in a seller's market right now.
Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
- Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
Earthquakes and floods are natural disasters.
- Depremler ve seller doğal felaketlerdir.
The flood began to subside.
- Sel alçalmaya başladı.
The flood did great damage to the crops.
- Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
Global warming will cause coastal flooding.
- Küresel ısınma kıyı sellerine neden olacak.
Memories of the good old days came flooding back one after another.
- Eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi.
The flood of 1342 was the biggest deluge in the history of central Europe.
- 1342 seli orta Avrupa tarihinin en büyük seliydi.
The flood waters have finally receded.
- Sel suları nihayet geri çekildi.
The flood waters will devastate the nearby town.
- Sel suları, kasaba civarını harap edecektir.
The flood caused a lot of damage.
- Sel pek çok zarara neden oldu.
The flood did great damage to the crops.
- Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
The rains came in torrents.
- Yağmurlar sel olarak geldi.
... I mean, obviously, both buyer and seller have to be involved. ...