The flood began to subside.
- Sel alçalmaya başladı.
Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
- Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
Memories of the good old days came flooding back one after another.
- Eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi.
The radio had warned us that there was a risk of flooding.
- Radyo bir sel riski olduğu hususunda bizi uyarmıştı.
The flood of 1342 was the biggest deluge in the history of central Europe.
- 1342 seli orta Avrupa tarihinin en büyük seliydi.
The flood waters tumbled my house into the river.
- Sel suları evimi nehre yuvarladı.
The flood waters will devastate the nearby town.
- Sel suları, kasaba civarını harap edecektir.
The flood did the village extensive damage.
- Sel köye büyük hasar verdi.
The flood did great damage to the crops.
- Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
The rains came in torrents.
- Yağmurlar sel olarak geldi.