Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
Talihsizlikler nadiren birer birer gelirler.
- Misfortunes seldom come singly.
Tom seyrek şarkı söyler ama sanırım bu gece söyleyecek.
- Tom seldom sings, but I think he will tonight.
O çok dikkatlidir bu nedenle seyrek hata yapar.
- She is very careful, so she seldom makes mistakes.
Ben artık onu arada bir yapıyorum.
- I seldom do that anymore.
O nadiren, kırk yılda bir, gelir.
- He seldom, if ever, comes.
Nadiren, kırk yılda bir, bir kitap okur.
- He seldom, if ever, reads a book.
They seldom come here now.
It seldom snows here in winter.
- It seldom snows here in the winter.
The climate here is very mild, and snow seldom falls even in winter.
- Since the climate here is very mild, it seldom snows here even in the winter.