sel'

listen to the pronunciation of sel'
Englisch - Türkisch

Definition von sel' im Englisch Türkisch wörterbuch

sel baskını
Flood
SEL REL
(Askeri) nükleer silahların seçilmiş hedeflere atılması (selective release)
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Baş yarmak
SEL'A
(Osmanlı Dönemi) Hıyarcık hastalığı
SEL'A
(Osmanlı Dönemi) Yarmak
SEL'AF
(Osmanlı Dönemi) Yutmak
sel
Ekmek sacı
sel
Sürekli yağmurlardan veya eriyen karlardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su
sel
Etki ve iz bırakan güçlü durum veya davranış
sel
Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın: "Ellerinde çantalı, küçük yiyecek paketleri, kadınlı erkekli bir memur seli, Ulus Meydanı'na doğru akıyor."- N. Cumalı
sel
Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın
A'SEL
(Osmanlı Dönemi) Eğri olan şey. Eğri dişli veya bacaklı kimse
NA'SEL
(Osmanlı Dönemi) Erkek sırtlan
NA'SEL
(Osmanlı Dönemi) Uzun sakallı bir kimsenin adı
Englisch - Englisch

Definition von sel' im Englisch Englisch wörterbuch

sel
Select
sel
Selector: A subfield carried in SETUP message part of ATM endpoint address Domain specific Part (DSP) defined by ISO 10589, not used for ATM network routing, used by ATM end systems only
sel
Software Engineering Laboratory
sel
VARCHAR2(3) Auditing SELECT WHENEVER SUCCESSFUL/UNSUCCESSFUL
sel
used in the form "Sel n T" where n is an integer and T is a tactic, runs T with n as an argument indicating which branch (usually of a disjunction) to take
sel
INTE Identifier of a selector on a table
sel
VARCHAR2(3) Indicates whether the policy is applied to query on the object (YES) or not (NO)
sel
selected
sel
select; selection
sel
Sound Exposure Level, the total sound level someone would experience if all of the sound energy occurred in one second This allows for comparison of different sound events of different duration
sel
The Software Evaluation Library (SEL) is a collection of CD's allowing ITS2313 customers to 'test drive' Novell products by installing the contained software for evaluation in their organisation for a period of 90 days (from the date of installation), after which time the product can be purchased or de-installed
fleur de sel
Floating salt crystals skimmed from the surface of evaporating ponds
Türkisch - Englisch

Definition von sel' im Türkisch Englisch wörterbuch

sel basmak
flood
sel
flooding

Two weeks of heavy rain resulted in flooding. - İki haftalık şiddetli yağmur sel ile sonuçlandı.

The radio had warned us that there was a risk of flooding. - Radyo bir sel riski olduğu hususunda bizi uyarmıştı.

sel
flood

The flood began to subside. - Sel alçalmaya başladı.

Classes have been suspended due to floods. - Okullar sel nedeniyle tatil edildi.

sel
deluge

The flood of 1342 was the biggest deluge in the history of central Europe. - 1342 seli orta Avrupa tarihinin en büyük seliydi.

sel
inundation
sel basmak
deluge
sel gibi
torrential
sel
stream
sel
torrent

The rains came in torrents. - Yağmurlar sel olarak geldi.

sel
cataract
sel
torrent, flood
sel basmak
to flood, to inundate
sel basmak
inundate
sel felâketi
flood disaster
sel gibi
pouring

It's been pouring here for the last few days. - Burada son birkaç gün sel gibi yağmur yağdı.

sel gibi akan gözyaşı
a flood of tears
sel gibi akmak
to flood, to stream
sel gibi şey
flood
sel gider, kum kalır
(Atasözü) Don't get excited about those things that are here today and gone tomorrow; think instead of those things that you must contend with over a long period of time
sel götürmek
1. (for it) to rain cats and dogs in (a place). 2. (for rain) to cause flooding in (a place)
sel ile gelen yel ile gider
(Atasözü) Easy come; easy go
sel ile ilgili
torrential
sel kanalı
floodway
sel seli götürmek
(for water) to flood violently over a place
sel sularından dere
couloir
sel sularının açtığı vadi
couloir
sel taşı
rubble
sel yarıntısı
gully
sel yatağı
gully
sel çukuru
ravine
sel çukuru
gulch
dağdan inen sel
The floods from the mountains of
yel üfürdü, sel götürdü
It seems to have vanished into thin air (said of something which has disappeared suddenly or mysteriously)
yıllık sel
(Çevre) annual flood