The people hailed the victory.
- İnsanlar zaferi selamladılar.
Tom forgot to salute.
- Tom selamlamayı unuttu.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
We exchanged greetings.
- Birbirimizi selamladık.
Greetings from Brazil!
- Brezilya'dan selamlar!
Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.
- Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
She greeted me with Good morning.
- O, beni Günaydın ile selamladı.