Bunun hakkında bir hayli düşündüm.
- I've thought about this a great deal.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
O süt satarak çok para yaptı.
- He made a great deal of money selling milk.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Tom pek çok kelebek topladı.
- Tom has collected a great many butterflies.
Parkta pek çok sayıda insan var.
- There are a great many people in the park.
Tom oldukça çok seyahat eder.
- Tom travels a great deal.
Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
- It would mean a great deal to me.