Planımızın bir sürü avantajı var.
- Our plan has lots of advantages.
Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.
- Lots of famous people come here.
Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert very much.
Mike hayvanları çok fazla severdi.
- Mike liked animals very much.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Bunun hakkında bir hayli düşündüm.
- I've thought about this a great deal.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.
Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
- It would mean a great deal to me.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.
Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
- I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
Biz piknikte çok eğlendik.
- We had lots of fun at the picnic.