love is nothing what it seems - aşk göründüğü gibi değildir.
Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
- So far, your action seems completely groundless.
Saldırgan görünmek istemiyorum.
- I don't want to seem pushy.
İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
- People always seem to enjoy talking about other people's problems.
Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
- Dan didn't want to seem shy.
Sanki her şeyi biliyorsun.
- It seems like you know everything.
Tom bizimle gelmek istiyor gibi görünmüyordu.
- Tom didn't seem to want to come with us.
Bizimle gelmek istemiyor gibi görünmüyorsun.
- You don't seem to want to come with us.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
Önerin mantıklı görünüyor.
- Your suggestion seems reasonable.
Haftalardır yağmur yağıyor gibi gözüküyor.
- It seems like it's been raining for weeks.
İlginç bir iş gibi gözüküyor. Tam olarak ne yapıyorsun?
- It seems like an interesting job. What do you exactly do?
Tavan arasında bir gürültü duydum gibi geliyor.
- It seems to me that I heard a noise in the attic.
O bana dürüst gibi geliyor.
- It seems to me that he is honest.
Bana geç kalacaklar gibi görünüyor.
- It seems to me that they will be late.
Haber yanlışmış gibi görünüyor.
- It seems that the news was false.
Galiba gelişi güzel okumuş.
- He seemed to read at random.
Galiba karıştırıyoruz.
- We seem to be confused.
En iyisi olarak görünen bu kravatı alacağım.
- I will take this tie, as it seems to be the best.
... yet sitting here now, it seems inconceivable and barbaric that we would accept the institution ...
... but then SpaceX just seems really, you know-- well, ...